CANIM TÜRKİYEM
 
BiYoLoJi
BiYoLoJi  
  ANA SAYFA
  Iletisim
  Biyoloji
  Biyoloji Sözlüğü
  Ziyaretçi defteri
  Tarihte Bugün
  9.SINIF
  9. SINIF Ders Konulari
  9.SINIF Önemli Tabloları
  9.SINIF Animasyonlari
  9.SINIF Yazılıya Hazırlık Soruları
  9.SINIF Soru Bankası
  9.SINIF Projeler
  9.SINIF Slaytlar
  9. SINIF Deneyleri
  1999-2004 ÖSS
  => 1999 ÖSS SORULARI
  => 2000 ÖSS SORULARI
  => 2001 ÖSS SORULARI
  => 2002 ÖSS SORULARI
  => 2003 ÖSS SORULARI
  => 2004 OSS SORULARI
  Ekstralar
SIDIKA KURŞUNGEÇMEZ
2003 ÖSS SORULARI

2003 ÖSS BİYOLOJİ SORU VE ÇÖZÜMLERİ

S1: Diploit (2n kromozomlu) bir canlıda,
I.   sperm ana hücresindeki,
II.  zigot hücresindeki,
III. yumurta hücresindeki
kromozom  sayılarından  hangileri, vücut hücresindeki kromozom sayısına eşittir?
A) Yalnız I          
B) Yalnız II          
C) Yalnız III
D) I ve II          
E) I ve III
 
Ç1:          Diploit (2n) kromozomlu canlılarda, vücut hücreleri (2n) kromozomlu, üreme hücreleri (sperm ve yumurta) ise (n) kromozomlu olur.
Soruda verilen sperm ana hücresi, mayoz bö­lünmeyle n kromozomlu spermleri oluşturur.
Bu nedenle 2n kromozomludur.
Zigot ise yumurta (n) ve sperm (n) hücre­lerinin döllenmesiyle oluştuğu için 2n kromo­zomlu olur.
Cevap D
S2: Belirli bir tür tatlısu alginde, yaşadığı ortamda bulunandan 1000 kat daha fazla K+ bulunmaktadır.
Bu tatlı su algiyle ilgili olarak,
I.   K+dengesinin korunmasında ATP harcanır.
II.  K+ dengesinin korunmasında ilgili enzimler işlev görür.
III. Algin canlılığını kaybetmesiyle K+ difüzyona uğrar.
yargılarından hangileri doğrudur?
A) Yalnız I           
B) Yalnız II            
C) I ve III
D) II ve III          
E) I, II ve III
 
Ç2:          Tatlı su algi bulunduğu ortamdan çok daha fazla (1000 kat) oranda potasyumu (K+) dış ortamdan almıştır.
Bu olayda dış ortam az yo­ğun olduğu için potasyum alımı aktif taşı­mayla yapılmıştır.
Aktif taşımada hücre zarındaki enzimler kul­lanılır ve madde geçişi sırasında enerji har­canır. Bunun için hücrenin canlı olması gerekir.
Hücredeki fazla olan potasyumun difüzyonla dışarı çıkması da yine aktif taşımayla engel­lenir.
Hücrenin ölmesi bu engeli yok ede­ceğinden yoğunluk farkından dolayı dış orta­ma potasyum geçişi (difüzyon) olur.
Cevap E
 
 
 
S3: Aşağıdakilerden hangisi, mitoz bölünme ile mayoz I bölünmesinin ortak özellikle­rinden biridir?
A)   Homolog kromozomların ayrı kutuplara çekilmesin
B)   Kromatitler arasında  parça  değişiminin gerçekleşmesi
C)   Tetratların oluşması
D)   Başlangıçtaki kromozom sayısının iki katına çıkması
E)   Bölünme tamamlandığında,   kromozomların taşıdığı tüm özelliklerin yavru hücrelere eşit olarak aktarılmış olması.
 
Ç3:          Mayoz bölünmenin genel özellikleri olan; ho­molog kromozom ayrılması, sinapsislerin ve tetratların oluşması Mayoz-I de gerçekleşir.
Bu olaylara mitoz bölünmede rastlanmaz.
Mitoz bölünmede kalıtsal olarak başlangıçta-kinin aynısı iki hücre oluşurken, mayoz bölün­me tamamlandığında n kromozomlu dört hüc­re meydana gelir.
Mitoz ve Mayoz-I bölünmelerinin başlamasın­dan önce, interfaz safhasında hücredeki kro­mozomlar eşlenerek DNA miktarını iki katına çıkarırlar.
Cevap D
 
 
 
S4: Çürükçül beslenen bir canlıda,
I.              sindirim enzimlerinin oluşması,
II.             sindirim enzimlerinin  besin maddelerini etkilemesi,
III.            boşaltım maddelerinin oluşması
olaylarından hangileri, bu canlının hücresi dışında gerçekleşir?
A) Yalnız I          
B) Yalnız II          
C) Yalnız III
D) I ve II                
E) II ve III
 
Ç4:          Saprofit (çürükçül) beslenen bakteri ve man­tarlar, dış ortama salgıladıkları enzimlerle, or­ganik artıkları parçalarlar.
Bu nedenle, sindi­rim enzimleriyle besinin etkileşimi hücre dı­şında gerçekleşir.
Virüsler hariç, her canlı hücre sahip olduğu ribozomlarıyla enzimlerini sentezleyebilir.
Bu iş­lem dış ortamdan alınan veya hücrede üretilen amino asitlerin, hücre sitoplazması ve ribozomlarında birleştirilmesiyle gerçekleştirilir.
Canlılığın devamlılığı için gerekli enerji hücre solunumuyla sağlanır.
Bunun için yağ, protein ve karbonhidratlar hücre içinde parçalanır.
Bu olaylar sırasında oluşan boşaltım maddeleri canlılarda farklı yollarla hücre dışına atılır.
Cevap B
 
 
 
S5: Aynı türün bireyleri arasında görülen farklılıklar iki biçimde olabilir. Bunlardan modifikasyon, çevre koşullarının etkisiyle ortaya çıkar ve kalıtsal değildir. Varyasyon ise, bireylerin kalıtsal yapısındaki farklılıklardan kaynaklanır.
Buna göre, modifikasyon ve varyasyonla ilgili,
1.   Bütünüyle siyah renkli bir dişi kedinin bir seferde  doğan   üç  yavrusundan   birinin beyaz, birinin gri, birinin de siyah-beyaz benekli olması.
2.   Doğduklarında birbirinden ayrılarak farklı ortamlarda yetiştirilen tek yumurta ikizlerinin, boylarının farklı olması.
3.   Bir çuhaçiçeği türünün 30 °C tan düşük sıcaklıkta gelişmesi durumunda, çiçeklerin kırmızı renkli; 30 °C tan yüksek sıcaklıkta gelişmesi  durumunda  ise beyaz  renkli olması.
4.   Renklenmeleri  (pigmentasyonu)  normal olan ana-babadan, albino özellikte çocuğun olması.
örnekleri aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak gruplandırılmıştır?
 
 
                               Modifikasyon                     Varyasyon
A)                         3                                                1, 2, 4
B)                          1, 4                                            2, 3
C)                           2, 4                                           1, 4
D)                           2, 4                                           1, 3
E)                          1, 2, 3                                         4


Ç5:          Modifikasyon ve kalıtsal varyasyonun tanım­ları sorunun öncülünde verilmiştir.
Bu tanım­lara göre, kalıtsal yapısı aynı olan tek yumurta ikizlerinin yaşadıkları çevreye göre farklı boy­larda olması ve çuha çiçeğinde sıcaklığa bağlı olarak aynı bitkinin farklı renklerde çiçek aç­ması birer modifikasyon örneğidir.
Siyah renkli bir dişi kediden, farklı renklerde yavruların oluşması kalıtsal bir durumdur.
Çünkü tüy rengi farklı genler tarafından belir­lenir.
Aynı şekilde renk pigmenti bulunan an­ne ve babadan, albino (pigmentsiz) çocukla­rın oluşması (bu durumda anne ve baba heterozigottur ve çocuklarında iki çekinik gen (bir araya gelmiştir) kalıtımla sağlanır.
Cevap C
 
 
 
S6: Aşağıdaki soyağacında, bireylerin kan gruplarının fenotipleri verilmiştir.
Bu soyağacında numaralarla gösterilen bireylerden hangilerinin kan gruplarının homozigot olma olasılığı vardır?
A) Yalnız 1            
B) Yalnız 2           
C) 1 ve 4
D) 2 ve 5               
E) 3 ve 6
 
Ç6:          Bireylerin kan grubu genotipleri ve ataların­dan aldıkları genleri ayrı ayrı inceleyelim.
Şekilde de görüldüğü gibi 3 nolu birey, 1 nolu bireyden O genini, 2 nolu bireyden ise B geni­ni alırsa B kan grubunda olabilir.
Bu durumda 1 ve 3 nolu bireyler heterozigot olurlar.
2 nolu birey ise BB veya BO genotipli olabilir.
Burada ise 5 ve 6 nolu bireylerin heterozigot olduğunu görebiliriz. Her iki birey de ataların­dan bir baskın, bir çekinik gen almışlardır.
Cevap B
 
 
 
S7: Azot atomları işaretlenmiş, esansiyel (temel) amino asitlerle beslenen bir insanın karaciğer dokusu, belirli bir süre sonra incelenmiştir.
İncelenen dokuda bulunan,
I.        glikoz,
II.      protein,
      III.      üre,
      IV.     amonyak
bileşiklerinden hangileri, işaretli azot taşı­maz?
A) Yalnız I            
B) Yalnız II            
C) I ve III
D) II ve III          
E) III ve IV
 
Ç7:          Temel amino asitler, vücutta sentezlenemeyip, dışarıdan hazır alınması gereken amino asit­lerdir.
Bu besinler vücuda gerekli olduğu için ve kolayca temin edilemediğinden glikoza çevrilmez.
Temel amino asitler, hücrenin ribozomlarında proteinlere çevrilebilir.
Ayrıca solunumda da kullanılabilirler.
Bu durumda ise, amino asitin yıkımı sonucu amonyak oluşur.
Amonyak zararlı bir molekül olduğu için karaciğerde üreye çevrilir.
Cevap A
 
 
 
S8: Bir sporcunun  koşmaya  başlamasından sonra,
I.              soluk alıp-verme merkezlerinin1 uyarılması,
II.             dokularda  karbondioksit  miktarının  art­ması,
III.            kanda karbondioksit miktarının artması
durumlarının, ortaya çıkışlarına göre sıra­lanışı aşağıdakilerden hangisidir?
A) I , II , III
B) II , I , III
C) II , III , I
D) III , I , II
E) III , II , I
 
Ç8:          Koşmaya başlayan bir insanda metabolizma hızlanır.
Metabolizmanın hızlanması ATP üre­tilmesinin artmasına bağlıdır.
ATP üretimi hücre solunumuyla sağlanır.
Hücre solunumu sonucunda ise, dokulardaki CO2 miktarı artacaktır.
Bu CO2 önce doku sıvı­sına, oradan da kan kılcallarına geçer.
Kan yo­luyla solunum merkezine taşınır.
Böylece sol­unum merkezleri uyarılır.
Soluk alıp verme hızı artarak hem fazla CO2 uzaklaştırılmış, hem de vücuda gerekli O2 alınmış olur.
Cevap C
 
 
 
S9: Belirli bir bölgedeki orman örtüsü kısa süre içinde tamamen yok olmuştur.
Bu yok oluştan sonra, bu bölgede aşağı­dakilerden hangisinin azalması beklen­mez?
A)   Birincil tüketici sayısının
B)   İkincil tüketici sayısının
C)   Birim zamanda, birim alandan aşınan top­rak miktarının
D)   Üretilen serbest oksijen miktarının
E)   Toprakta tutulan su miktarının
 
Ç9:          Orman örtüsünün yok olması, besin üretimi­nin durmasına veya çok azalmasına neden olur.
Bu durumda üreticileri yiyen birincil tü­keticilerin ve bu tüketicilerle beslenen ikincil tüketicilerin sayıları azalacaktır.
Orman örtüsünü oluşturan bitkiler fotosen­tezle besin ve oksijen üretirler.
Onların yok ol­ması üretilen serbest oksijenin oranını da azaltır.
Bitkiler ihtiyacı olan suyu kökleriyle topraktan aldıklarından, bitki örtüsünün azal­ması toprağın su tutma kapasitesini azaltır.
Günümüzün büyük sorunlarından olan eroz­yon (toprak kaybı) bitki sayısı artırılarak en­gellenmeye çalışılmaktadır.
Çünkü bitkiler top­rağın erozyonla aşınmasını engellemekte­dirler.
Orman örtüsünün yok olması ise eroz­yonla toprak kaybını artırıcı etki yapacaktır.
Cevap C
 
 
 
S10: Bir bireye belirli bir hastalığa karşı direnç ka­zandırmak için, iki ayrı zamanda aşı yapılarak bu hastalıkla ilgili antijen verilmiştir.
Aşağıdaki grafik, bu bireyin kanında bulunap antikor miktarının, antijenin ^1. ve 2. kez uy­gulanmasına bağlı olarak değişimini göster­mektedir.
Bu grafiğe dayanarak aşağıdaki yargıların­dan hangisine varılamaz?
A)            Antijenin 2. kez uygulanmasında vücuda verilen antijen miktarı daha fazladır.
B)            Vücudun, uygulanan antijeni tanıması için belirli bir sürenin geçmesi gerekir.
C)            Antijenin 1. kez uygulanmasından sonra oluşan antikor miktarı, belirli bir süreden sonra azalmaya başlar.
D)            Antikor oluşumu, antijenin 2. kez uygulan­masında, 1. kez uygulanmasındakine göre daha kısa süre sonra gerçekleşir.
E)            Antijenin 2. kez uygulanmasıyla kazanılan direnç, 1. kez uygulanmasıyla kazanılandan daha güçlü ve daha kalıcıdır.
 
Ç10:        Vücudun sonradan bağışıklık kazanması has­talığı geçirmekle veya aşıyla (zayıflatılmış mik­robun vücuda verilmesiyle) sağlanır.
İki yolda da mikrop vücuda girdikten sonra, vücudun zararlıyı tanınması için bir süre gereklidir (B).
Bu sürenin sonunda vücut düşmanını tanır ve ona karşı antikor üretir. Üretilen antikor, anti­jeni yok eder.
Zararlı yok edildikten sonra kan­daki antikor miktarı azalır (C).
Artık vücut düşmanını tanıdığı için ikinci kez antijen uy­gulandığında antikor üretimi daha kısa sü­rede ve hızlı bir şekilde gerçekleşir (D).
Antijenin ikinci kez uygulanması durumunda kanda daha çok antikor üretilmiş ve vücutta I. uygulamaya göre daha çok antikor kalmıştır.
Bu durumda 2. uygulamada daha kalıcı ve güç­lü bir bağışıklığın kazanıldığı söylenebilir (E).
İki uygulamada da verilen antijen miktarları hakkında grafiğe bakılarak herhangi bir yo­rum yapılamaz (Aşıların yaklaşık aynı miktar­da antijen içerdiği kabul edilebilir.)
Cevap A
 
 
 
S11: Bir ekosistemdeki bir populasyonun,
I.               kullandığı besin miktarının ortamda art­ması,
II.             kullandığı besin çeşidinin ortamda azal­ması,
III.            rekabete girdiği türlerin ortamda azalması
etkenlerinden hangileri, ekosistemin bu populasyonla ilgili taşıma kapasitesini artırır?
A) Yalnız I            
B) Yalnız III            
C) I ve II
D) I ve III          
E) I, II ve III
 
Ç11:        Populasyonun taşıma kapasitesi birim zaman­da (bir döngü sürecinde) bulundurabileceği en fazla birey sayısıyla belirlenir.
Bu kapasite populasyonu etkileyen iç ve dış faktörlerin olumlu etkileriyle artıp, olumsuz etkileriyle azalabilir.
Örneğin yaşanılan ortamdaki besin miktarının artması bu kapasiteyi artırırken, besin miktarındaki azalma daha az bireyin yaşamasına neden olacağından kapasiteyi azaltır.
Her canlı türü farklı kaynaklar yönüyle diğer canlılarla rekabet halinde olabilir.
Aynı kaynak yönüyle rekabet ortamdaki birey sayısı azalta­bilir.
Rekabetin ortadan kalkması veya azal­ması ise birey sayısının artmasına neden olur.
Cevap D
 
 
 
S12: Aşağıdaki grafik; bir ekosistemde buluttan bir bitki populasyonundaki bireylerin boy uzun­luğuyla ilgili dağılımını göstermektedir.
Belirli bir süre sonra, bu populasyonda boyu 5,cm nin altında ve boyu 15 cm nin üzerinde olan bireyler, ekosistem koşullarına bağlı ola­rak ayıklanmıştır.
Boy uzunluğu kalıtsal olarak saptanan bir özellik olduğuna göre, bu bitki türünün gen havuzunda meydana gelen bu değiş­me, boy uzunluğuyla ilgili olarak bu türde,
I.   kalıtsal farklılıkların azalması,
II.  uyum yeteneğinin zayıflaması,
III. evrimleşmenin yavaşlaması
durumlarından hangilerinin gerçekleşme­sine neden olabilir?
A) Yalnız I             
B) Yalnız II             
C) I ve II
D) II ve III             
E) I, II ve III
 
Ç12:        Grafik incelendiğinde, boy uzunluğuna göre çok farklı bitkilerin bulunduğu görülebilir.
Ekosistemin koşulları bu gruplardan bazılarını yok etmiştir.
Buna göre populasyondaki kalıt­sal çeşitlilikte azalmıştır denebilir.
Evrimin temel mekanizması, türü oluşturan bireyler arasındaki kalıtsal çeşitliliğe dayanır.
Değişen çevre şartlarının bu kalıtsal çeşitlilik­te uygun bireylerin değişimine, uygun olma-yanlarınsa elenmesine neden olur. (Doğal ge­lişim).
Bu durumda kalıtsal çeşitliliğin azalma­sı, evrimleşmenin de yavaşlamasına neden olacaktır.
Ekosistemi oluşturan bireylerden iki grubun azalması, populasyonu etkileyen bütün fak­törlerin üçüncü gruba daha çok etkilemesine neden olur.
Bu da populasyonun uyum yete­neğini azaltır.
Cevap E
 
 
 
2003 ÖSS BİYOLOJİ SORU VE ÇÖZÜMLERİ
S1: Bir hücrede oksijenli solunum, protein sentezi, fotosentez olaylarının tümünün gerçekleşebilmesi için, bu hücrede;
I.     ribozom,
II.    kloroplast,
III.   mitokondri,
IV.           sentrozom
     organellerinden hangilerinin bulunması zorunludur?
A) I ve II               
B) II ve III               
C) I, II ve III
D) I, III ve IV             
E) II, III ve IV
 
Ç1:          Hücrelerde oksijenli solunum yapmakla görevli olan organeller mitokondrilerdir.
Bu nedenle, hüc­re solunumunu oksijenli olarak yapan ökaryot ya­pılı bütün hücrelerde mitokondri organeli bulunur.
Hücrede protein sentezini sağlayan organel ribozom ve fotosentez yapılmasını sağlayan organel ise kloroplasttır.
Bunun için, belirtilen olayları ger­çekleştiren bir hücrede bu iki organelin de bulun­ması gerekir.
Sentrozom ise sadece hayvan hücrelerinde bu­lunur.
Hücre bölünmesi sırasında, kromozom­ların kutuplara çekilmesini sağlayan iğ ipliklerine, tutunma yeri olarak görev yapar.
Bu nedenle, istenilen özelliklere bakarak, hücrenin sentrozomunun olduğu söylenemez.
Cevap: C
S2: Hücrede, enzimlerle gerçekleşen bir biyokimya­sal olay şematik olarak şöyle gösterilebilir:
                Substrat + enzim → [ substrat-enzim kompleksi ] → Ürün → Enzim
Aşağıdaki grafikte, numaralanmış eğriler, hücrede gerçekleşen kimyasal olay sırasında, substrat, enzim, substrat - enzim kompleksi ve ürün konsantrasyonundaki değişmeleri göstermektedir.
Grafikte substrat, enzim, substrat-enzim komp­leksi ve ürün konsantrasyonlarını gösteren eğ­rilerin numaraları aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
 
                                                                           Substrat-enzim         
Substrat           enzim                     kompleksi              ürün
A)                I                             III                             IV                              II
B)                II                            III                              I                               IV
C)                II                            IV                             III                               I
D)                IV                           II                               I                               III
E)                IV                           III                              II                               I
 
Ç2:          Enzimatik bir reaksiyonda, ortamdaki substratlar ürünlere dönüştürülür.
Buna göre, reaksiyon sı­rasında ortamdaki substrat miktarı (II. eğri) azalır­ken, ürün miktarı (I. eğri) artacaktır.
Enzimler, reaksiyonlardan etkilenmeden açığa çı­kan biyolojik katalizörlerdir.
Bu nedenle, reaksi­yon başlangıcındaki enzim miktarı reaksiyon so­nunda aynen korunur.
Ancak, reaksiyon sırasında enzimlerin substratlarına bağlanması sonucu ortamdaki serbest en­zim miktarı (IV. eğri) azalırken, enzim-substrat kompleksi (III. eğri) artacaktır.
Reaksiyon sonun­da ise, enzim - substrat kompleksi ayrışacak, substrat ürüne dönüşecek ve tekrar serbest en­zim açığa çıkacaktır.
Cevap C
 
 
 
S3: Kurak bir ekosistemde bulunan, farklı türlere ait iki otsu bitkinin, aşağıdaki özelliklerden hangisi bakımından benzer uyum yapması beklenmez?
A)   Çiçeğin anatomik yapısı
B)   Yaprak yüzey genişliği
C)   Stomaların konumu
D)   Yaprakta kütikula tabakasının kalınlığı
E)   Kök uzunluğu
 
Ç3:          Hem kurak ortam bitkileri, hem de nemli ortam bitkileri yaşadıkları ortamlara uygun adaptasyon­lara sahiptirler.
Kurak ortamda yaşayan bitkilerde su kaybını azaltmak için, yapraklardaki stomalar hem yaprağın alt kısmında bulunmaktadırlar, hem de epidermis yüzeyinden daha derindedirler.
Bu­na benzer bir uyum yapraktaki kütikula tabakası için de geçerlidir.
Kurak ortam bitkilerinde bu ta­baka kalındır.
Bitkilerdeki yapraklar, fotosentezle besin üretimi­nin ve terlemeyle su kaybının en yoğun olarak yapıldığı yerlerdir.
Kurak ortam bitkilerinde yap­raklar su kaybını azaltmak için dar yüzeyli, nemli ortam bitkilerinde ise geniş yüzeylidir.
Kurak ortamlarda topraktaki su oranı da azdır.
Buralarda yaşayan bitkiler, topraktan daha çok su alabilmek için, derinlere doğru uzanan kazık köklere sahiptir.
Bitkilerdeki çiçek yapısı türler arasında farklılıklar gösterir.
Bu farklılıklar bitkilerin sınıflandırılmasın­da kullanılır.
Ancak, nemli veya kurak ortamlara uyum için oluşmuş özel çiçek yapılarından söz edilemez,
Ayrıca, aynı cins içerisinde yer alan türlerin, bazı­ları kurak ortamlara, bazıları ise nemli ortamlara adaptasyon sağladığı halde, çiçek yapıları aynı veya çok benzerdir.
Cevap A
 
 
 
S4: Eşeyli üremeyle oluşmuş ergin bir koyundan (1. birey), kopyalama (klonlama) yöntemiyle yavru (2. birey) elde edilmiştir.
Aşağıdaki şemada 2. bireyin eşeyli üremesi gösterilmiştir.
Bu bilgilere göre, aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A)   2. bireyin hücrelerinin çekirdeğindeki kalıtsal bileşim, 1. bireyi oluşturan sperm ve yumurtadan kaynaklanır.
B)   1. ve 2. bireylerin fenotipleri arasındaki farklı­lıklarda, çevresel etkenlerin de rolü vardır.
C)   1., 3. ve 4. bireylerin genotipleri birbirinden farklıdır.
D)   1. bireyin 2. bireye genetik katkısıyla, 2. bireyin 4. bireye genetik katkısı aynıdır.
E)   1. ve 2. bireylerin, aynı erkek bireyden (3. birey), eşeyli üremeyle oluşacak yavrularının çekirdek genotipleri, iki kardeşinki kadar birbirine benzer.
 
Ç4:          Genetik kopyalama yöntemiyle üretilen canlılar, kopyalandıkları canlıyla aynı kalıtsal yapıda olur­lar.
Çünkü kalıtsal bilgileri ana canlıyla tamamen aynıdır.
Kopya canlıyla ata canlı arasındaki fark­lılıklar sadece fenotipik olabilir ve ancak çevrenin etkisiyle oluşabilir.
Yani modifikasyondurlar.
Bu açıklamalara göre, 2. bireyin çekirdeğindeki kalıtsal bilgi 1. bireyle aynıdır. Bu iki bireyin fenotipleri arasındaki farklılıklar ancak çevrenin et­kisiyle oluşabilir.
Kopyalamada kullanılan (1. koyun) dişi, sperm kaynağı olarak kullanılan (3, birey) erkek koyun­la farklı genetik bilgilere sahiptir.
Kopya koyunun (2. koyun) erkek koyunla eşeyli üremesiyle olu­şan 4. koyun ise, eşeyli üreme sonucunda mey­dana geldiği için, hem 1. koyunla, hem de 3. ko­yunla faklı genetik özelliklere sahiptir.
1.  ve 2. koyunla, 3. bireyin (erkeğin) eşleşmesi sonucunda oluşan yavrular, ancak kardeşler ka­dar birbirine benzerler.
Çükü oluşumları sırasın­da eşeyli üreme (mayoz bölünme ve döllenme) olayları ayrı ayrı gerçekleşmiştir.
2. birey 1. bireyin kopyasıdır.
Yani genetik bilgisi­nin tamamını ondan almıştır.
4. birey ise; 2. bire­yin yumurtasıyla 3. bireyin sperminden meydana gelmiştir.
Yani genetik bilgisinin yarısını annesin­den yarısını da babasından almıştır.
Cevap D
 
 
 
S5: Fotosenteze uygun bir ortamda bir saksı bitkisiyle şekildeki gibi bir düzenek hazırlanmıştır.
Düzenekte, a hunisi dışarıdan hava almayacak şekilde yaprağın üzerine konmuş; CO2 tutucu, düzeneğe şekildeki gibi yerleştirilmiş; b musluğu açılmış; sistemdeki hava emilerek c kabındaki boyalı suyun 1 numaralı düzeye kadar yükselmesi sağlandıktan sonra musluk kapatılmıştır. Bir süre sonra boyalı suyun 2 numaralı düzeye belirli bir hızla indiği gözlenmiştir.
Deney koşullarında,
I.                             deney ortamının karanlık hale getirilmesi,
II.             ortam sıcaklığının fotosentez için en uygun (optimum) değere getirilmesi,
III.            bitkinin sulanması
değişikliklerinden hangilerinin yapılması, boyalı suyun 2 numaralı düzeye daha büyük bir hızla inmesine neden olur?
A) Yalnız I             
B) Yalnız II            
C) Yalnız III
D) I ve III                     
E) II ve III
 
Ç5:          Deney düzeneğindeki boyalı sıvının 2 yönünde ilerlemesi cam borudaki gaz miktarının artmasıy­la sağlanabilir.
Bunun için, bitkinin solunum, ter­leme veya fotosentezle ortama gaz vermesi ge­rekir.
Bitki solunum yaparsa tüpe CO2 verir.
Bu gaz ise, ortamdaki CO2 tutucusu tarafından tutu­lacağı için, boyalı sıvının ancak 1 yönünde ilerle­mesine neden olabilir.
Bunun için bitkinin fotosentez yapması sağlanır­sa, ortama O2 verilir ve tüpteki boyalı sıvı 2 yö­nünde ilerler.
Deney ortamı karanlık hale getirilir­se fotosentez duracağı için, boyalı sıvı ancak 1 yönünde ilerleyebilir.
Ortam sıcaklığı, ışık şiddeti gibi faktörler, fotosen­tez için en uygun hale getirilirse (optimum değer) veya bitki sulanırsa, fotosentez hızlanır ve buna bağlı olarak da tüpteki oksijen miktarı artar.
So­nuçta boyalı sıvının daha çabuk 2 yönünde ilerle­mesi sağlanır.
Cevap E
 
 
 
S6: Bir İnsanın, belirli bir süre içinde, vücuduna aldığı sıvıdan daha fazla miktarda idrar çıkarmasına;
I.                             böbrek atar damarında kan basıncının azalması,
II.             böbrek kanallarından suyun geri emilimini sağlayan hormonun normalden az salgılanması,
III.            böbreklerden geçen kan akım hızının azalması
durumlarından hangileri neden olabilir?
A) Yalnız I            
B) Yalnız II            
C) Yalnız III
D) I ve II                    
E) I ve III
 
Ç6:          Sağlıklı bir insanda idrar miktarını artırmak için, böbrekten süzülen sıvı miktarının artırılması gere­kir.
Böbreğe gelen kan akım hızının azalması veya böbrek atar damarındaki kan basıncının düşmesi, böbrekteki süzülme miktarını azaltaca­ğından oluşan idrar miktarı da azalacaktır.
Böbrekteki boşaltım kanalcıklarından, suyun kana emilimini sağlayan ADH (vazopresstn) hor­monudur.
Bu hormonun kandaki miktarının azal­ması, boşaltım kanalcıklarından geri emilen su oranını azaltır.
Bu durumda geri emilemeyen su, idrarla atılmak zorunda kalınır.
Bu da oluşan idrar miktarını artırır.
Cevap B
 
 
 
S7: Işıklı bir kültür ortamında, glikoz ve oksijenin varlığına ya da yokluğuna göre, bir bakteri türünün gelişimi incelenmiştir. Değiştirilen koşullarda, bakterinin üremesiyle ilgili sonuçlar aşağıdaki tablo­da verilmiştir.
Oksijen
Glikoz
Bakteri üremesi
Var
Var
Var
Yok
Var
Var
Var
Yok
Yok
 
Tablodaki bilgilere göre, bu bakteri türü ile ilgili olarak;
I.                             Heterotrof beslenir.
II.             Ototrof beslenir.
III.            Oksijenli solunum yapar.
IV.   Oksijene gereksinimi yoktur.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız II             
B) Yalnız III             
C) I ve III
D) I ve IV                   
E) II ve IV
 
Ç7:          Tablodaki bilgilere göre, belirtilen bakteri türü gli­koz bulunmayan ortamda üremesini gerçekleştirememektedir.
Bu durum, belirtilen bakteri türü­nün hazır besin alan, yani heterotrof bir tür oldu­ğunu ispatlar.
Bakteri türü hem oksijenli hem de oksijensiz or­tamda üreyebilmektedir.
Buna göre, oksijenden zarar görmeyen, ancak oksijene gereksinimi ol­mayan bir tür olduğu söylenebilir.
Cevap D
 
 
 
S8: İki buğday tanesinden, birincisi olduğu gibi, ikincisi ise embriyosu çıkarılarak iki ayrı petri kabındaki nişastalı agardan oluşan besi ortamına yerleştirilmiş ve buğday tanesindeki enzimlerin aktive olması için üzerlerine ıslak pamuk konmuştur.
 
Belirli bir süre sonra, petri kaplarının her birine lugol çözeltisi (nişastayla mavi renk veren ayıraç) konarak izlenmiş; birinci petri kabındaki besi ortamında, buğday tanesinde ve çevresindeki halka şeklinde bir alanda renk değişimi olmadığı, geri kalan alanın mavi renk aldığı; ikinci petri kabında ise, besi ortamının tamamının ve buğday tanesinin mavi renk aldığı gözlenmiştir.
Bu sonuçlarla ilgili,
I.                             Embriyo, sadece buğday tanesinde depolanmış olan nişastayı kullanabilir.
II.             Enzimler canlının dışında da etkindir.
III.            Nişastayı sindiren enzimler tohumdaki embriyoda bulunur.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I             
B) Yalnız II                            
C) I ve II
D) I ve III               
E) II ve III
 
Ç8:          Deney düzeneklerinden olan I. petri kabında, emb­riyonun bulunduğu kısmın boyanmaması, embri­yonun nişastayı sindirdiğini gösterir (III. öncül).
Çünkü, Lugol çözeltisi ancak nişastanın varlığın­da mavi renk almaktadır.
Yine I. düzenekte, embriyonun etrafındaki bir ala­nın da boyanmadığı gözlenmiştir.
Bu durum, em­briyonun deney kabındaki nişastanın bir kısmını sindirmesiyle mümkün olabilir.
Bu ikinci durum, embriyodaki enzimlerin hücre dışında da aktivite gösterebildiklerini ispatlamak­tadır.
Cevap E
 
 
 
S9: Memeli hayvanlarda, mide özsuyu salgılanması konusunda, aşağıdaki deneyler yapılmış ve belirtilen sonuçlar alınmıştır.
1.  Deney: Aynı türe ait iki memeli hayvanın uygun iki damarı arasına konan özel bir boruyla dolaşım sistemleri birbirine bağlanmıştır.
Birbirini görmesi engellenen bu iki hayvandan, birincisine ağızdan besin verildikten sonra midesinde mide özsuyu salgılandığı; ikinci hayvana besin verilmediği halde onun midesinde de mide özsuyu salgılandığı saptanmıştır.
2.  Deney: Birinci deneydekiyle aynı türe ait başka bir memeli hayvanın yemek borusu enine kesilmiş ve kesik uçlar dışarıda olacak şekilde boyun bölgesine tutturulmuştur.
Bu deney hayvanına ağızdan besin verildiğinde, besinin kesik uçtan dışarı çıkmasına ve hayvanın midesine ulaşmamasına karşın, midesinde mide özsuyu salgılandığı saptanmıştır.
Bu iki deneyden alınan sonuçlar, bu memeli hayvanlarda mide özsuyu salgılanmasının;
I.                             sinirsel,
II.             hormonal,
III.            mekanik
şeklindeki yollardan hangileriyle uyarıldığını destekler?
 
A) Yalnız I             
B) Yalnız III           
C) I ve II
D) I ve III               
E) II ve III
 
Ç9:          I. deneyde, kullanılan hayvanlardan birincisine besin verildiğinde, midesinin enzim salgılaması hem hormonal hem de sinirsel etkiyle sağlanabilir.
Çünkü, hayvan besini hem görmüş, hem de ağzındaki almaçlarla tadını algılamıştır.
Bu deneyde, dolaşım sistemi bağlanan ikinci hayvandaki tepki ise sadece hormonlarla sağlanabilir.
Çünkü, ikinci hayvan besini görmemiş, sadece birinci hayvandan kan yoluyla gelen hormonlardan dolayı mide özsuyu salgılamıştır.
II. deneydeki tepki ise yine sinirlerle sağlanabilir.
Çünkü hayvan besini görmüş, tatmış, ancak yemek borusu kesik olduğu için midesine ulaşamayan besine hormonal tepki gösterememiştir.
İki deneyde de mekanik etkiden söz edilemez.
Belki hayvanın midesine bir delik açılıp, besin hiç görmeden midesine konulsaydı ve tepki oluşsaydı o zaman mekanik etkiden söz edilebilirdi.
Cevap C
 
 
 
S10:  Bir türün evrimleşebilmesi için aşağıdakilerin hangisi zorunludur?
A)   Yüksek enerjili ışınımlar
B)   Tür içi kalıtsal çeşitlilik
C)   Populasyonun bireyleri arasında farklı beslenme biçimlerinin gelişmesi
D)   Coğrafik engel oluşması
E)   Yeni bir hastalık etkeninin ortaya çıkması
 
Ç10:        Evrim teorisine göre, bir türe ait canlıların evrimleşerek başka bir türe dönüşmesi, türün yaşadığı ortamın değişmesi ve bu değişikliklere uygun adaptasyonlara sahip olanların farklılaşmasıyla sağlanır.
Bu durumda, bir türde evrimleşmenin olabilmesi için, türü oluşturan bireyler arasında kalıtsal çe­şitliliğin olması temel şart olarak kabul edilir.
Kalıtsal çeşitlilik sayesinde evrim mekanizması­nın diğer faktörleri devreye girerek farklılaşmayı sağlayabilir.
Kalıtsal çeşitlilik olmazsa, çevre şart­larının etkisiyle tür ya tamamen yok olur, ya da evrimleşme olmaz.
Cevap B
 
 
 
S11: İnsanlarda kan gruplarını, alyuvarlarda bulunan özel proteinler belirler. Kan gruplarının plazmalarında ise alyuvarlarındaki proteinlerle ilgili anti maddeler bulunabilir. A kan grubunun plazmasında Anti B, B kan grubunun plazmasında Anti A bulunur.
AB kan grubunun plazmasında bu anti maddelerin hiçbiri bulunmazken, 0 kan grubunun plazmasında her iki anti madde de bulunur. Bu anti maddeler, karşı oldukları proteinleri içeren kan grubundaki alyuvarların çökelmesine neden olur.
Bir deneyde hangisinin Anti A, hangisinin Anti B olduğu bilinmediği için, Anti X ve Anti Y olarak adlandırılan bu maddeler, I, II, III ve IV numaralı kan örneklerine ayn ayrı uygulanmış ve aşağıdaki tab­loda belirtilen çökelme reaksiyonları alınmıştır.
Kan örneği numarası
Çökelme reaksiyonları
Anti X
Anti Y
I
Çökelme var
Çökelme yok
II
Çökelme yok
Çökelme var
III
Çökelme var
Çökelme var
IV
Çökelme yok
Çökelme yok
Bu bilgilere dayanarak, kaç numaralı kan örneklerinin, hangi kan grubundan olduğu belirlenemez?
A) I ve II                
B) II ve III               
C) III ve IV
D) I, II ve III                 
E) I, II ve IV
 
Ç11:        Kan grupları alyuvarlar üzerinde bulunan antijen­lerle belirlenir.
Buna göre A, B, 0 ve AB olmak üzere dört farklı kan grubu bulunur.
Bunlardan AB kan grubunda, hem A hem de B antijeni bu­lunurken, 0 kan grubunda hiç antijen bulunmaz.
A, B ve 0 kan gruplarına sahip olan her insanın kan plazmasında, diğer bir kan grubunun çökel­ticisi, yani antikoru vardır.
Bu antikorlar, farklı in­sanlardan alınan kan örneklerine damlatılır.
Çö­kelme durumlarına bakılarak, kişinin kan gurubu belirlenir.
Örneğin, Anti A damlatılınca çökelen ve Anti B damlatılınca çökelmeyen kan örneği A kan gurubundandır.
Soruda kullanılan antikorların ne olduğu bilinme­diğinden, sadece birine bağlı olarak çökelen ka­nın gurubu belirlenemez.
Çünkü ilgili kan ya A ya da B kan gurubundan olur (I. ve II. öncüller).
İki antikor damlatıldığında çökelen kan gurubu­nun AB olduğu kesindir.
Çünkü bu guruptaki in­sanlarda hem A hem de B antijeni vardır.
Bunun tersine olarak, iki antikorla da çökelme­yen kan gurubu sıfır (0) olur.
Bu gruptaki insan­larda antijen olmadığı için, antikor damlatılması­na bağlı olarak çökelme oluşmaz
Cevap A
 
 
 
S12: x ve y mikroorganizma türleri, içeriği aynı olan iki besi ortamına ayrı ayrı konmuş ve birey sayıları 1. ve 2, grafikteki gibi değişmiştir.
x ve y türleri, içeriği öncekilerin aynı olan bîr besi ortamına birlikte konduklarında ise, birey sayılarında 3. grafikteki gibi değişme olmuştur.
Birey sayılarındaki değişmenin 3. grafikteki gibi olmasına,
I.       iki türün aynı besin için rekabet etmesi,
II.      iki türün ortamdaki yadımlama ürünlerinden farklı etkilenmesi,
III.     x İn, y nin paraziti olması
durumlarından hangileri neden olabilir?
A) Yalnız I            
B) Yalnız II            
C) Yalnız III
D) I ve II                  
E) II ve III
 
Ç12:        İki türün birlikte yaşaması durumunda, birinin bi­rey sayısı artarken, diğerinin bir süre sonra hızla azaldığı grafikte gösterilmiştir.
Başlangıçta aynı oranda artan birey sayıları, zamanla zıt yönlerde değişme göstermiştir.
Bu durum X türünün, Y türünden daha hızlı üre­mesi ve ortamdaki besini daha çok tüketmesin­den kaynaklanabilir.
Yani, bu iki tür arasında aynı besin kaynağı yönüyle rekabet vardır ve bu reka­bette X türü üstündür denilebilir.
Tek hücreli canlılar; metabolizmaları sonucunda bulundukları ortama artık maddeler verirler.
Bu maddeler ortamda birikerek organizmanın kendi­sine zarar verebilir.
Bu durumda, canlı ortam de­ğiştirerek belirtilen zarardan kendisini koruyabilir.
Ancak soruda olduğu gibi sınırlı bir alanda ço­ğalan ve bu alandan uzaklaşma şansı olmayan canlılarda, metabolizma artıkları ölüme neden olabilir.
İki türden, metabolizma artıklarına daha dayanıklı olan ortamda çoğalırken, diğeri azalır.
Bu türler arasında parazitlikten söz edilemez.
Çün­kü, başlangıçta iki organizma da, bir süre aynı oranda bir artış sağlamıştır.
Eğer parazitlik olsay­dı, X türünün artmasına bağlı olarak, Y türü he­men azalmalıydı.
Ayrıca, genellikle küçük bir canlı daha büyük bir canlı üzerinde parazit olarak yaşayabilir.
Bura­dakiler yaklaşık aynı büyüklükte olan tek hücreli türleridir.
Cevap D

Bugün 1 ziyaretçi (4 klik) kişi burdaydı!
SaaT  
   
SiTeNiN ÖnEmLiLeRi  
  SİTENİN ÖĞRETMENİ:
SIDIKA KURSUNGEÇMEZ

SİTENİN KURUCUSU:
MUHAMMED SEMİH ERKAN
 
1.ÜNİTE ORGANİZMA VE METABOLİZMA  
  Canlının Ortak Özellikleri
Canlının Temel Bileşenleri
Hücre
Hücrelerin Karşılaştırılması
 
2.ÜNİTE CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK  
  Canlıların Sınıflandırılması
Canlılar Alemi
Biyolojik Çeşitlilik
 
3.ÜNİTE BİLİNÇLİ BİREY-YAŞANABİLİR ÇEVRE  
  Çevre Sorunları
Atatürk'ün Doğa ve Çevre Anlayışı
 

CANIM TÜRKİYEM Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol